7/22/10

evet bebeğim Kaş'taydık:) (2)


Kaş yolculuğunun bir diğer durağındayız şimdi de:)İkinci gün 45 derece sıcakta dolmuşla Kaputaş plajına gittik.Her ne kadar adamın teki bizi şemsiye almamız konusunda ikna etmeyi başarıp bizi bir güzel kazıklasa da gittiğimiz yeri görünce şemsiye mezvusunu çok takmadık kafamıza, ya da en azından ben takmadım diyeyim:)Tabi ki tatil beldelerinin vazgeçilmezi bronzlaşma manyağı tursitlerle doluydu Kaputaş.Ve ben orada yapmasam da olurmuş diyeceğim hareketi yaptım.Bikinimin askılarını indirdim.Bilginiz olsun Kaputaş'ın denizi inanılmaz renkleri içinde barındırsa da oldukça dalgalı(!).Gerisini tahmin etmek zor olmuyor sanırsam.Plajdakilerle aramda özel bir bağ oluştu o an diyelim; istemeden üstsüz bir şekilde yüzen ben ve bronzlaşma çabasında olan turistler...

Günün geri kalanını sıradan bir şekilde geçirdikten sonra akşam Echo Bar'daydık. Sibel Köse, Bülent Ortaçgil gibi sanatçıların da sahne alacağı küçük çapta "jazz günleri" düzenleniyordu o sıralar.(hala devam ediyor sanırsam.)Biz gittiğimizde Piatango isimli grup sahne aldı.Hiç seveceğimi düşünmeyeceğim tarzda bir müzik yapmalarına karşın konser bittiğinde Ayazma ile kendimizden geçmiştik.Benim huyumu bilen bilir daldan dala her türlü müziği dinleyebilitem vardır.Bu ruh halinin değişme süresi de 5 ila 10 dakika arasında farklılık gösterir genelde.Geceye dönersek Jülide Özçelik'in de zaman zaman sahne aldığı mini konser gerçekten güzeldi.Jülide Özçelik'in "Kendinle Kalırsın" şarkısını meraklısı olana gerçekten tavsiye ederim.


Diğer gün bu iki kardeş durur mu yerinde;hayır tabi ki.Evet Kekova turuna katıldık.Orada Ayazma yine popülerliğini konuşturdu ve 12 yıldır görmediği lise arkadaşını bulmayı başardı.Sadık Kaptan'ın canayakın(!)tavırları eşliğinde yediğimiz müthiş yemek ve gittiğimiz koylar gerçekten güzeldi.Tabi gidilen koylarda oranın tarihi bilgilerini de size iletiyorlar normal olarak.Genelde aynı yerlere tur düzenlendiği için diğer teknelerle de haşır neşir oluyorsunuz bir süre sonra.Ama işin komiği her teknede başka bilgi veriliyor olması."Burası Likya'lılar dönemine ait.","Burası Roma döneminin özelliklerini taşıyor."ya da en güzeli "Burası hem Likya hem de Roma dönemini yansıtıyor.".Doğrusunu bildiğimizden değil de milleti keklemelerine güldük.Akşam hepimiz sallanır vaziyette teyze modunda uykuya hazırlanırken Hideaway isimli çok güzel bir yerede bulduk kendimizi.Gerçekten Kaş'ın en güzel mekanlarından biri diyebilirim.(çok biliyorum ya geri kalanını, gurmelik yapacağım illa:))Hideaway'den sonra ünlülerin takıldığı Mavi bar'daydık.Ünlü dediğime de bakmayın onları görünce ünlü demiyorsun zaten.Millet o kadar rahat ki kimse kimseyi takmıyor.Gecenin sonunda biz limanda sabahlayan varoşlara döndük, gerçekten onlar bizdik.:)Yatağa kafayı koyduğumuzda saat sabah 5'ti.bu bünye tabi alışık değil bunlara,yawrum kuzu gibi uyuduk sonra.

No comments: