12/30/09

Yalan...

Ne kadar çok yalan söylüyoruz kendimize, etrafımızdakilere...Sanki bir savunma mekanizması gibi her yolda bizi birer kurtarıcı edasıyla çekip alıyor, etkiliyor söylediklerimiz.Bir çok yerde rol yapıyoruz ya da rol yapmak durumunda kalıyoruz demiştim öncelerde ki yalan söylemek de bunun bir uzantısı şüphesiz. Etrafımızdakileri boşverin kendimize o kadar çok yalan söylüyoruz ki asıl acı olan bu belki de.
Kafamızdaki düşüncelerde basmakalıp varsayımlarımızla hareket ediyoruz çoğu zaman.Bir şeye inanıyoruz ve kendimizi inandırıyoruz.Belli bir süre sonra onun dışındaki herşey yanlış geliyor. Aslında gerçeğin o olmadığını derinlerde bir yerde görsek de inanmak istemiyoruz, sevmiyoruz çünkü ortaya çıkan sonucu.Biz de inanmaya devam ediyoruz, savunuyoruz etrafımızdakilere doğruluğunu.Ama zaman gösteriyor insana neyin doğru neyin yanlış olduğunu.Bilincinizin derinliklerinde saklı o gerçeği ortaya çıkarıyor yeri geldiğinde ama elinizdeki en değerli şeyle ödüyorsunuz bunun bedelini; zamanla.
Olumsuzluklar içinde kıvranarak ölmek gibi gelecek belki de kendine yalan söylememek , o kaçtığınız gerçeklerle yüzleşmek ;ama sizi o kadar derinden etkileyecek ki ,değiştirecek sizi tepeden tırnağa.Herşeyin temelinden başlamak gerekli belki de hayatı yoluna koyabilmek için.Basit düşünmek, dürüsst olmak.Hayat çok kötü,hayat çok acımasız muhabbetlerini yoksaymak bir yana insan ancak özeleştirisini yapabildiği anda büyümüş olur, işte o zaman acımasız olur herşey.
Rol yapmayı bırakırsınız.Bilincinizin derinliklerinde belki orada olduğunu bile bilmediğiniz düşünceler ile aydınlanırsınız birden.Yaşadığımdan gördüğümden bildiğimden değil bu yazdılarım.Ben de herkes gibiyim, inandıklarıma bağlı kör kütük ilerliyorum çizilmiş yolumda.Kendime yalan söylemekten vazgeçip, korkularımı yeniyorum arada sırada ama sonra eski halime dönüyorum, korkuyorum ve sahnedeki yerimi alıyorum...tekrar ve tekrar

12/16/09

Aşk...

Nasıl oluyor da insan uzun zaman sonra tekrar hatırlıyor yaşananları dün yaşanmışlar gibi?Nasıl oluyor da şarkılarda buluyor eskiden aradıklarını, baştan yaşıyor olanları?Nasıl oluyor da kelimeler dökülemeden boğazlarda düğümleniyor tekrar, kendine bile itiraf edemedikleri aklında yer ediyor sanki hiç gitmemişler gibi? Neden dizler titriyor tekrar karşılaşıldığında ya da neden hala insanın içini acıtıyor görülenler?

"Aşk böyle bir şey." diyorum önce, sonra vazgeçiyorum."Aşk böyle bir şey değil, ben hiç aşık olmadım." diyorum kendime.Aşk karşındaki insanın varlığı ile var olmaktır.Onun her nefesinde daha canlı hissetmektir kendini.Belirsizlikler içinde kaybolup, dünyayı bulanık görmek değildir diyorum.Peki nedir aşk?

Kendinden çok düşünmek mi karşındakini, kendine güvendiğinden çok güvenmek mi, ya da hiç karşılık alamayacağını bilerek sevmeye devam etmek mi?Her yerde gözünün onu araması mı ya da konuşacak hiçbir şey bulamamak ve sadece onu izlemek midir aşk?

Kelimelere dökememek midir bu duyguları,saçmalamak mıdır durup dururken?Sana bakarsa dünyanın senin olması, bakmazsa dünyanın başına yıkılması mıdır bu ruh halinin özeti?Herşeye bir anlam yüklemek mi, gittiğin her yerde yanında onun olduğunu düşünmek midir yoksa.Tuzla buz olmak mıdır karşısında, ellerinin titremesi, hayaller içinde kendini kaybetmek midir?Güneşin daha parlak olması mı günlerin kısalması mı zaman kavramının anlamsızlaşması mıdır?

12/8/09

neden yaw neden???

Neden herkes bencil der sonra da bu dünyada için bencil olmak gerek deriz.Arkadaşlarımız için neden bu kadar düşüncesizler der sonra da hiçbir şeyi umursamayarak onların yaptıkları düşüncesizlikleri biz de yaparız.Neden dedikodu yapıyorlar der sonra biz de bunları başkalarıyla paylaşırız.Neden başkalarının hakkımızda söylediklerini umursamadığımızı söyler sonra da tek bir kötü şey duymamız bizi yerle bir eder.Neden bu kadar kendimizle çelişiyoruz peki?Neden bir dediğimiz bir diğeri tutmuyor bir çok konuda?
Kimse kabul etmek istemeyecektir muhtemelen ama o kadar çok konuda kendimizle çelişiyor ki söylediklerimiz dikkat edince insan kendine inanamıyor.Rol mü yapıyoruz diye düşünmeden edemiyorum bazen.Bizi rol yapmaya sevkeden şeyler neler peki.Kendimiz gibi davranmaktan alıkoyan, bizi bir başkasıymış gibi gösteren bu "önemli" unsurlar neler?Bizi kendimiz olma özgürlüğünden mahrum bırakan ne?