6/12/17

Athens Diary- Chapter 2 - Şans

Burada 1,5 ayımı doldurmuş bulunmaktayım ve buradaki hayat akışı hala şaşırtmayı başarabiliyor beni. Bir kere İstanbul gibi son hızda giden bir şehirden sonra buradaki yavaşlık bazen gözde seyirme yapabiliyor. Adapte olmak zaman alıyor. İnsanlar yavaş, işler yavaş yürüyor. İsyana gerek yok, burada böyle anam.
Bürokrasi desen (oturma izni davasında tecrübe ettim) bizimkiyle aynı. Kamu personelinin tavrı, nazı, kaprisi aynı. Oradan oraya gitme olayı falan aynı. Adamla iyi geçineceksin. İyi adama denk gelmen gerek, şanslı olman lazım.
Hala evimize taşınmış değiliz. Adamlara para verip iş yaptırmaya çalışıyoruz, kimsenin umurunda değil. Oğlum siz değil misiniz krizdeyiz tribinde olan? Para vericez işte, iş yapar mısın lütfen diyoruz. "Ok ok sonra konuşalım mı" oluyor birden. İyi adama denk gelmen gerek, şanslı olman lazım.
Ama iyi insanlara denk geldiysen yani şanslıysan kolay iş de buluyorsun, ev de. Aldırmıyorsun hayat burada yavaş mı değil mi diye. Hani Ankara'dan İstanbul ' a gidenler arasında bir muhabbet vardır, "İstanbul'da mesafeler çok uzak birbirinden" diye. İnsanlar birbirine vakit ayıramıyor, hayat zor ve zaman kısıtlı bu yüzden de değerli vs.vs. Burası Ankara 'nın da bir üstü. Zaman elinde, ve nasıl geçireceğini sen seçiyorsun. Yanında kar kalıyor güzel anıların. Zamanın nasıl geçti anlamadım olmuyor, tadına varıyorsun.
İş, gelecek, birikim, çocuk, bireysel emeklilik falan düşünüyorsun ya burada onları pek düşünmüyorsun nedense. ya da benim daha düşünmeye fırsatım olmadı. Zamanımı o kadar iyi değerlendiriyorum ki günde hiç 45 tane Buzzfeed post u okumuyorum. Ya da bachelorette i izlemiyorum.  :):)
Yavaş olsun ama güzel olsun, gerçek olsun. Hem evimiz, hem hayatımız, hem hayallerimiz.
İyi ki ler ile dolu ilk Haziran yazısı olsun bu da.
Çalışanlara iyi haftalar.