2/20/18

gelgitler.gr

Çalışsam istemiyorum, evde otursam sıkılacağım bir süre sonra kendime yediremeyeceğim gibi geliyor, çocuk yapsam hazır değiliz gibi geliyor. Huzursuzluk işte benimkisi. Düşünecek fazla zamanı olunca insanın olur olmaz şeylere takılası dünyayı kendine dar edesi geliyor demek ki.
Önümde fırsatlar, etrafımda yardım etmek isteyen insanlar.
Kafa karışıklıkları gelgitler derken tek isteğimin sabah 7 - 9 arası Milka ile battaniye altında uyumak olduğu minnoş bir dönemdeyim.
Yunanca çalışmam gerekiyor, içimden gelmiyor. Sonra öğrenemedim diye kocama sinirlenmeler falan.
Ne kadar ekmek o kadar köfte aslında. Ben de biliyorum. Armut piş ağzıma düş diye bir şey yok.
Direk gelgitler.gr

2/7/18

super sweet nervous breakdown

PMS mi desem, yalnızlık mı desem,işsizlik mi desem... Mola vermek istiyorum, ama hep mola modundayım ki. Kaçacak yerim yok, ama kaçmak istemiyorum aslında gibi güzel gelgitler silsilesi.
Literally super sweet nervous breakdown. Kocan yemek yaptı diye duygulanıp ağlayan bir mod bu benimkisi. Hanım kayışı kopardıysa adam napsın di mi ?

Hormonların ve günlük hayatımda aslında hiç de önemli olmayan bazı saçma detayların beni ele geçirdiği bu güzel 2 haftayı neye borçluyum acaba?

Ha, bu zaman zarfındaki en güzel şey sigaradan uzak durmayı başarmam oldu. Onun arkasında da psikopatça bir fikir yatıyor da paylaşmak istemiyorum. PMS ve çocuk özlemi desem yeteri kadar söylemiş oluyorum sanırım. Bu konunun da kimse ile paylaşılmayacağını da bugün test etmiş olduk o apayrı bir konu. Evlerden ırak, bloglara sığamam taşarım cinsinden.

Biraz istatistiklerden bahsedelim o halde. Cesaretimi toplayıp işe başvurmam 3-4 ayımı almıştı. 2 farklı yere başvurdum. Toplamda 1'i Skype olmak üzere 3 tane mülakat yaptım. 1 tane case study yaptım, ki sonuç olarak iyi bir sonuç aldığımı söyledikler. Ancak bu başvurduğum 2 yerden de 2 adet tatlış mı tatlış red maili aldım. Şimdi ben nerelere gidem? Çok kariyer manyağıyım da mı bu kadar üzüldüm, hayır.

"Sonucu evet ya da hayır olsun kendimi değerli hissettim. İlk defa yaptıklarımı anlatma fırsatım ve karşımda bana hayretle bakan gözler oldu. O kadar zamanın aslında hiç de boşa harcanmadığını, "uzayıp kısalacağım yok burada" dediğim zamanlardaki umutsuzluğumun bir gün takdir ile karşılanacağını tahmin etmezdim. " 

yazmışım ya, o değerli hissetmem gitti kayboldu. O bana hayretle bakan gözler, hayretle bakmıyormuş işte cicim. Onu anlamak hoş olmadı. Kaldı ki ağzımı tutamayıp mülakata gittim dediğim herkesin gözünde de "2. si de mi olmadı, hadi yaaa" kısmını hazmetmek zorladı. Hala hazımsızlık var. Neyse, geçer. Napalım. 

Bir de bu güzel gelgitler kısmında kocama yaşattığım küçük sinir patlamaları, yersiz ağlamalar, zaman zaman beyin yıkamaya çalışmalar falan. "Adamın sınavı var nelerle uğraştırıyorum" diye vicdan azabı var. 
Neler geldi geçti, bunlar da geçer. Allah'ım aklıma mukayyet.