11/10/08

güzel bir fikir çatışması; amaç mı sonuç mu yoksa bir yolculuk mu??

Gördüğüm anda kafamı karıştıran, beni düşündüren bir sözü paylaşmak istiyorum. "Mutluluk bir amaç mı, bir sonuç mu olmalıdır?"Kendi açımdan düşündüğümde ikisi de demek geliyor içimden.Yaptığım hareketleri beni mutlu ettikleri için yapıyorum bunu yanında yaptıklarımın sonucu olarak da mutluluğu bekliyorum hayattan.Karmaşık görünse de yaptıklarımız hep aynı şeye dayanıyor; herşey mutluluk üstüne kurulu hayatımızda..Kendimizi mutlu etmek için çırpınıyoruz sanki diğer türlü yaşamayı bilmiyor gibi...En basitinden birini sevmek mutluluk veriyor insana; o insanla ilgilenmek ,onu mutlu etmek haz veriyor...Mutsuzluktan kaçmaya çalışıyoruz geldiğini hissettiğimiz anda.Oysa bu kaçtığımız şey ne kadar sancılı olursa olsun bizi mutluluğa götüren bir süreç, ya da böyle olduğuna inanmak istiyoruz. Yaptığımız hatalar, üzüldüğümüz konular büyütüyor bizi farketmeden.Farklı bakmaya başlıyoruz ardından herşeye.

Hepimizin kendini kötü hissettiği anlar oluyor hayatta şüphesiz.Aynaya baktığımızda kendimizi tanıyamadığımız anlar, sanki uzun zamandır gözlerimizin içine bakmamışız, kendimizden ve düşüncelerimizden kaçmışız gibi.Bunun gibi anlarda insan anlıyor ne kadar değiştiğini, gerçeklerle bu anda yüzleşiyor, gerçekte ne yapmak istediğini anlıyor...Bu anlar bizi mutluğa bir adım yaklaştıran kilit noktalar, unutulmayan anlar.

Ama ne yaparsak yapalım olmuyor bazen..Kendimizi inandırmaya çalışıyoruz mutlu bir sona doğru ilerlediğimize ama başaramıyoruz bir türü.Kimin mutluluğu hakettiği üstüne kafamızda fikir çatışmalarına giriyoruz zaman zaman.Mutlu olmak için sebepler arıyoruz kendimize, isyan ediyoruz bazen.Bunların da bir süreç olduğunu söylemek isterdim ama henüz tecrübe etmiş değilim bunu.Sadece sabırla beklemek gerek demek isterdim ama ne yapılması gerektiğini bilmemekle birlikte sürüklenme evresinde olduğumu hissettiğim günler içindeyim.Mutlu olmak için sebep bulmayı bencilce bir düşünce olarak görsem de mutsuzluğum için de bir sebep bulamadığım, karmaşık ve anlamsız duygularla savaştığım günler bunlar...Halimden memnun olmadığım da söylenemez orası ayrı.Her zaman daha fazlasını istemeye programlanmış insan beyni bazen istememeye de alışıyor bunu anlıyorum.Bunun nedenini de yorgunluk olarak görüyorum.İçimin kıpır kıpır olduğu, her an heyecanlı olduğum günlerin özlemini çekiyorum.

Güzel bir sözle bitiriyorum sorgulamayı.
"Mutlu olmak için içinde bulunduğunuz andan daha iyi bir zaman olduğuna karar vermek için beklemekten vazgeçin. Mutluluk bir varış değil, bir yolculuktur. Pek çokları mutluluğu insandan daha yüksekte ararlar, bazıları daha alçakta. Oysa mutluluk insanın boyu hizasındadır."
Konfiçyüs

No comments: