10/30/16

bende gün sayma bitmez.

Çok uzun zaman olmuş. Ne zaman yol ayrımına düşsem yazmışım ya da bunaldığımda, ergen depresyonlarıma girdiğimde... Zamanla öğrendim sanırım farklı yollarda baş edebileceğimi. Çok baş edebildiğimden de değil ya neyse. Belki de zamanım olmadı, üşendim ; kendimi dinlemektense hayata baktım. Akışına bıraktım.  Dertler geldi geçti. Gelecekte de böyle olacak zaten. Gelip geçecek.
Şimdi aklımda ne varsa dökmenin zamanı, dil bilgisi, anlatım bozukluklarını düşünmeden.
Son yazdığım tarihe baktım. 2,5 sene ne kadar çabuk geçmiş, ne kadar çok şey değiştirmiş hayatımızda. Sen İngiltere'ye gitmişsin , mezun olmuşsun, geri gelmişsin, biz evlenmişiz.
Şimdiye bakıyorum. Yine bir yol ayrımındayız. Bir yanda 4 senedir bir çok mutluluğuma üzüntüme şahit olmuş ev sahibi İstanbul , bir yanda tatillerimin başkenti Atina, bir yanda uzaklarda hatıralarımla Ankara.
Eğer birine sorma gafletinde bulunursam herkes git diyor. Kalana git demek her zaman çok kolay tabii. İstanbul hakkında atıp tutmak, ülkenin hali kötü demek. Ama iş ciddiye binince insan düşünüyor. İyi kötü bir düzen, burada tanıdıklar var diye. Orada ne yaparım nasıl para kazanırım, mutlu olur muyum diye. Ama İstanbul' a gelirken de burada tanıdıklarım yoktu, mutlu olur muyum bilmiyordum.

Yol ayrımı, gün saymalar bende bitmez. Bitmesin de zaten. Daha güzel günlere saymanın vakti geldi yine. O zaman gidelim haydi.


No comments: