1/20/17

eve geldim.

İşten çıktım, dolmuştan indim. Kalabalık sokaklardan hızlı adımlarla ilerledim ve Kadıköy'ün tenha sokaklarında,eve sadece bir kaç sokak kala daha da hızla ilerlerken kendi kendime konuştuğumu fark ettim. Konuşmalar genelde diyalog şeklinde, sanki bir kavga gibi. Hepsi de seninle hiç yaşanmamış anlara ait, konuşulmamış şeyler... Her birinde bir kavga içindeyim sanki. Kızmak istiyorum belki de ama sevgim ağır basıyor. Kendimi anlatıyorum, savunuyorum sürekli. İtiraz etmek istiyorum, ama itirazım neye belli değil. Gereksiz bir çaba.
Eve geliyorum, ilk işim  anneme ve sana haber vermek. Telefonu sağdaki raflardan birine bırakıp bir bakış atıyorum sağa doğru, odanın içine. Koltukta beni bekliyor musun diye.Halbuki adım gibi biliyorum orada olmadığını. Sadece hayal etmek hoşuma gidiyor, "Sürpriz yapsa ne güzel olurdu." demek.
Saçma bir yemek yapıyorum, öğrenciden bozma. Alışveriş bile yapmadığımdan ne zevkle yemek hazırlar oldum ne de birine güzel yemek yedirme hevesim kaldı.
Bu günlerde filmlerden de fazla etkilenir oldum. Hele bir de beraber önceden izlemişsek bir ayrı ağlıyorum. Çünkü film içinde film izler gibi oluyorum. Bu anı izlerken ben daha önce ne yapmıştım, sen beni nasıl sakinleştirmiştin, ya da daha basiti. Yanağımdan o anda nasıl öpmüştün. Hepsini hatırlıyorum . O yüzden yüzlerce kere izlediğim dizinin bir başka bölümünü açıyorum yine.
2 haftadır koltukta uyuyorum sevgilim. Yatağı ısıtmak zor geliyor. Televizyon karşısında unutuyorum nasılsa yalnız mıyım değil miyim. Düşünmeye kalmadan uykuya dalmış oluyorum. Her gece daha erken uyumaya başladım, günler daha hızlı geçsin diye. Geçiyor da.
Hazırlanmak istiyorum, planlar yapmak . Ama şu an içimden kendime bakmak bile gelmiyor ki en kolay bu yolla dikkat dağıtabilirim...Spor, sağlıklı beslenme.Hikaye gibi, boş geliyor.
Zoru biz seçtik biliyorum ama zorlanıyorum.


No comments: